Sezgin Baran Korkmaz’ın bağlantılı olduğu ‘Biofarma İlaç’ isimli şirketin önce haklarındaki tedbir kararının kaldırılmasını istemesi, mahkemenin ret kararının ardından taleplerin kendileriyle ilgili olmadığı gündeme geldi.
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Barış PehlivanABD’de serbest kalan Korkmaz’ın Türkiye’de yargılandığı davayı taşıdı.
Pehlivan’ın “Bildiğiniz gibi değil” başlıklı köşesinde yer alan bilgiye göre, Biofarma İlaç’ın avukatı, SBK’nın “mal varlığının değerini aklamak” suçundan yargılandığı davada şirket hisselerine yönelik tedbirin kaldırılmasını talep etti. Mahkeme bu talebi reddederken avukat, talebin kendileriyle ilgili olmadığını savunarak mahkemeye dilekçe yazdı.
Güreşçi, o detayı şu şekilde köşesine taşıdı:
“Önce anlatılanları yazayım:
Sezgin Baran Korkmaz (SBK), ABD’de ‘kara para aklama’ suçlamasıyla tutuklandı. 225 yıl tutuklu kalması istenirken, kısa süre önce serbest bırakıldı.
Şimdi açıklanamayanı yazayım:
SBK’nın “mal varlığının değerini aklamakla” suçlanan davası Türkiye’de de devam ediyor. Türkiye’ye dönse ve üst sınırdan ceza alsa bile SBK cezaevinde bir gün bile geçirmiyor. Çünkü hükümetin yaptığı infaz indirimlerinden yararlanıyor.
İşte SBK’nın yargılandığı İstanbul 10. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki o davanın son duruşması Haziran ayında görüldü. Mahkeme, SBK’nın ABD’den iade talebinin beklenmesine karar verdi.
Duruşmada avukatlar, SBK ve bağlı şirketlerin hisselerine el konulan tedbirin kaldırılmasını talep etti. Mahkeme ise tüm şirketler için talep edilen bu talebi reddetti.
Buraya kadar her şey “normal” görünüyor…
En çarpıcı nokta daha sonra geldi.
Haziran ayında görülen duruşmada “Biofarma İlaç” isimli şirketin avukatı Yusuf Ziya Ataç’ın şu talebi tutanağa yansıdı: “Şirketimizin hisseleri aleyhine tedbirin kaldırılmasını talep ediyoruz.” Mahkeme, Biofarma’nın adını anarak “Asla fazla değil” dedi.
Bir gün sonra Biofarma’nın bire bir avukatı mahkemeye dilekçe verdi. Talebin kendilerine ait olmadığını savunan dilekçede şunlar yazıyordu:
“Sayın mahkemeniz huzurunda yapılan 08.06.2023 tarihli duruşmada tutanağa yansıyan beyanımız, yanımızda bulunan başka bir şirketin (Hexagon) avukatı olan meslektaşımızın dile getirdiği taleplerle karıştırılmıştır. salonun yetersizliği nedeniyle duruşma kaydını ekranda izleyemediğimiz için hızlı bir şekilde. UYAP sistemine sonradan eklenen duruşma tutanağını incelediğimizde tedbirin kaldırılmasını talep ettiğimiz şeklinde tutanağa aktarıldığını gördük. Yapılan duruşmada hisseleri rastgele bir tedbir kararı olmayan müvekkil Biofarma Şirketinden böyle bir talepte bulunmamızın yersiz ve kusurlu olmadığı ortaya çıktı. Yüksek izinlerinizi arz ve talep ediyoruz.”
Garipliği görüyor musun?
SBK ile anılan şirketin avukatı, o şirketi yargılayan hakimi, “Bildiğiniz gibi değil, zaten şirketimizin hisselerine tedbir koymamışsınız” uyarısında bulundu. Çünkü mahkeme, tedbir almadığı şirketin tedbirin kaldırılması talebini reddetti. Ah, ne sağlam yargılarımız var!
Nerede tutacağınız size kalmış.
Ayrıca…
Hatırlayın 2020’de SBK’nın şirketleri önce harekete geçti, sonra garip bir şekilde o karar kaldırıldı. Aylar sonra tedbir kararı geri geldi. Ama olan şuydu ki SBK, Biofarma Şirketini ortadaki bir İsviçre kümesine satmıştı.
İlginç mi? SBK’nın en yakın adamlarından Çağlar Şendil, İsviçreli gruba ait olduğu anlaşılan Biofarma’nın yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak görevine devam ediyor.
Evet, Türkiye’de yargının işleyişinden bir kum tanesi okudunuz…
Tamam hapse gireceğim ama bari istihbaratımızı bu kadar aşağılamayın.” (HABER MERKEZİ)
